17 Şubat 2014 Pazartesi

Yaratıcı şube yönetimi ve banka içi rekabet -4



Kaynak Akış Modülü
Bu günkü ve gelecekteki parasal kaynak akışının günbegün takip edilebileceği tek sektör bankacılıktır. Yapılan işlemler resmi kayıt altındadır, sürekli ve düzenli olarak da hem T.Bankalar Birliği’ne hem de T.C.Merkez Bankası’na bilgiler aktarılmaktadır. Bu nedenle gereken kaynak akış raporlarını üretebilmek zor değildir. Özellikle mevcut sisteme ek olarak, şube müşteri kütüğünün oluşturulması ile istenilen günde olacak gerçek kaynak akışları kolaylıkla görülebilecektir. Kaynak akış modülü, şube müşteri kütüğündeki bilgilere göre oluşturulan ve günlük kaynak akış durumunu mevcut duruma göre önceden gösterebilen en önemli araç olarak nitelendirilebilir.

Mevcut kaynağı banka bünyesinde tutabilmek, yeni kaynak bulmaktan daha az maliyetlidir. Kaynağın uygun şartlarda devamının sağlanması belirsizlikleri, istikrarsızlık yaratabilecek değişimleri ve kırılmaları da bertaraf etmek de önem kazanır. Şubede oluşturulan kaynak akış modülü bütün banka içinde önemli bir araç haline gelecektir. Modüle konulacak zaman uyarı sistemleri çok önemlidir. Kullanılan müşteri kaynakları için vade bitiminden en az bir hafta önce sistem uyarı verebilmelidir. Şubenin kullandırdığı kaynaklar (krediler) için de bu sistem geçerli olmalıdır. Şubenin müşterisiyle bir hafta önceden, kaynağın bitim tarihindeki akıbetini veya kredinin geri dönüşünü veya yenilenmesini görüşmüş ve bir karar oluşturmuş olması zorunludur.
Önceye çekilmiş bu görüşmeler ile
-Müşteri nezdinde, gösterilen bu ilgi ve alaka ile bankanın imajı olumlu etkilenecektir.
-Şube, müşterileri ile ikili ilişkilerini geliştirmiş olacaktır.
-Bankadan çıkabilecek kaynak için vade bitiminde, önceden kaynak temini için şube bir hafta zaman kazanmış olacaktır.
-Şube kazanılan bu süre içerisinde uygun maliyetle kaynak bulma şansını yakalarken gereksiz kaynak bulundurma riskinden ve zararından da kurtulacaktır.
-Bankanın hazine bölümü için de, karlılığı olumlu etkileyecek gerçek bir kaynak akış planı kendiliğinden oluşacaktır.
-Müşterinin işleminin daha şubeye gelmeden öğrenilmesi, görüşülerek sonuçlandırılması hem müşteri memnuniyeti yaratacak, diğer yönden ise şubenin zaman ve para kazanmasını sağlayacaktır.
-Risk yönetimi şube boyutunda gerçekleştirilmiş olacaktır.
-Şube faaliyet planlarını ve hedeflerini mevcut yapının üzerine daha kolay inşa edecektir.
-Belirsizlikler önemli ölçüde yok olacak, ileriye dönük simülasyonlar ile ulaşılabilecek noktalar denenmeye başlanacaktır. Şube sınırlarının farkına varacaktır.
-Şubenin bulunduğu bölgedeki geleceği daha net görülebilecektir

Aktif, yaratıcı şube yönetimine geçiş
Şube müşteri kütüğü ile onun tamamlayıcısı olan kaynak akış modülü şubenin gücünü, faaliyetlerine hâkimiyetini katbekat arttırırken oluşabilecek riski de minimum’a indirecektir. Bu çalışmalar ile şubelerin ulaştığı nokta şudur :
-Şube faaliyetlerinde müşteriler ile işbirliği yapmakta, verimliliği arttırmak için müşterilerin bir hafta önünde hareket etmektedir.
-Kaynakların akışını güvenilir biçimde kontrol edebilmekte, maliyet randıman analizlerini istenilen anda yapabilmekte, müşteri başına verimliliği zamanında görebilmektedir.
-Aktif pasif yönetimini doğru ve zamanında gerçekleştirebilmektedir.

Bu ulaşılan nokta, bir bankada yönetim tarafından her zaman istenen ve beklenen sonuçtur. Doğru ve zamanında ulaşan bilgiler onların doğru ve hızlı karar vermelerini kolaylaştıracaktır. Üstelik kaynak akışları takip edilebilir ve şubelerce daha bilinçli desteklenebilir bir temel yapı oluşmuştur. Belirsizlikler ve onun yarattığı risk de kontrol edilebilir seviyelere gelmiştir. Şubeler artık farklı bir çalışma düzenine geçmişlerdir. Daha güvenilir ve kontrol edilebilir yapıya sahip olmaları daha etkin davranmalarını da beraberinde getirecektir. Sahip oldukları bilgi depoları ile müşteriler ile daha sağlıklı ticari ilişkiler tesis edebileceklerdir. Oluşturulan bu altyapı sistemleri tüm şube anlayışını da etkileyecektir. Şube çalışanları, bu sistemde birlikte hareket etmek ve mevcut işleri paylaşmak zorundadırlar. Şube ve müşteri söz konusu olduğunda tüm şube değişmek ve kendilerini geliştirmek mecburiyetindedir. Önceden müşteri ile yapılan görüşmeler ve mutabakatlar da çalışanlara gerekli ek zamanı kazandıracaktır.

Şubelerin daha yaratıcı yönetim sistemine geçmeleri mevcut banka yapısında üst yönetim tarafından desteklenebilir de bu çalışmalar yeterli de görülebilir.

Gelinen seviyede ve aşamada banka üst yönetimi tarafından bu çalışmaları tamamlayıcı ne tür başka kararlar alınabilir?

Şubeler aktif pasif yönetimi ile ulaştıkları bilgi seviyesi ile hareket kıvraklığına erişmişlerdir. Hâkim oldukları faaliyetler ile şubelerinin yönetimini daha yaratıcı ve aktif yönetmek konusunda ısrarcı olmalıdırlar. Artık şubelerin bu yapısı ile banka içi rekabetin oluşması için gereken alt yapı ve ortam oluşmuştur. Faaliyetlerine hâkim, kaynak akışını görebilen, müşteri taleplerinin önünde hareket eden, fayda maliyet hesabını doğru takip eden bir şubenin diğer şubeler ile banka içinde bir rekabet ortamında eşit şartlarda yaratıcı bir yönetim anlayışıyla mücadele etmek istemesi normal karşılanmalıdır. Doğal olarak şubelere kaynak kullanım konusunda daha fazla serbestlik veya gelişen olaylara doğrudan müdahale yetkisi tanınabilir. Müdahale yetkisi olumsuz durumlarda, gecikilmesinde zarar oluşması söz konusu olan riskli durumlar için geçerli olmalıdır.

Boyut değiştiren şubenin talepleri
Rekabetçi aktif bir şube yönetimi için,
-Şubeler kaynak temin ederken onaylanmış şube hedeflerine ve kaynak akış modülü değerlerine uygun kaynak politikası izlemek isteyebilir.
-Şube kaynak maliyet ortalamalarına uygun olarak banka tarafından ilan edilmiş resmi faiz oranlarından farklı oran talebinde bulunabilir
-Şubeler sahip oldukları kaynakları, yasal karşılıklar ve genel giderler ayrıldıktan sonra doğrudan kullanma hakkını ve yetkisini isteyebilirler. Banka içinde aynı şartlar altında her şubenin her zaman farklı kaynak yapıları ve farklı kaynak maliyetleri oluştuğu gerçektir. Eğer şube aktif ve yaratıcı yönetim uygulayıp, takım halinde hareket ediyorsa, kaynaklarını daha temin ederken uygun bir maliyet yakalayacaktır. Şube yönetiminde etkinleşmiş aktif şubelere kullanılabilir kaynakları kadar kredi verme yetkisi vermek acaba riskin şubelerce daha iyi kavranması ve sahip çıkılması anlamında yararlı olmaz mıydı? Bu kredilerin belirli büyüklükleri geçmemesi, şubenin kullanıma hazır kaynaklarını aşmaması, riskin daha çok müşteriye bölünmesi, büyük boyutlu kredilerin ise genel müdürlükte kredi komiteleri tarafından sonuca bağlanmasını öncelikli prensip olarak kabul edilmesi gerekir.
-Şubeler, kaynak fazlalarını veya ödemeleri için ihtiyaçları olan kaynakları hazine tarafından oluşturulacak ve yönlendirilecek banka içi para piyasasında satmak veya pazarlık ederek temin etmek isteyebilirler. Her şubenin kaynak akışını bilmesi ve maliyetlerini gerçek zamanlı çıkarabilmesi söz konusu olduğunda hazinenin kontrolü ve gözetiminde açılacak bir ekran vasıtasıyla banka içi para piyasası hem kaynak kalitesini yükseltici, hem de verimli banka kaynak akışını sağlarken aktif kaynak yönetimini de daha geliştirebilir
-Şubeler serbestçe kullanabileceği kaynakları değerlendirmek amacıyla hazineden şubeler cari faizini kabul etmek yerine bankanın mevcut portföyünden devlet tahvili ve hazine bonosu gibi menkul değerleri talep edebilirler
-Şubeler sınırlı hazine, kredi faaliyetleri ile donatılmış küçük banka gibi olmak isteyebilirler

Bu şekilde konuya yaklaşmak, banka içinde bütünün parçaları olarak daha aktif hareket etme yetkisi verilen yeniden tanımlanmış şube bankaları yaratmak anlamını taşıyor. Banka içinde rekabeti yaratıp, riskleri azaltacak yeni bir banka içi para politikası şubelerin yeniden yapılandırılması, rekabetçi yapıya kavuşmalarına yardımcı olmaz mıydı? Böyle bir oluşumun bankalarda gerçek innovasyon olarak nitelendirilmesi yanlış mı olurdu?

Bu tür önerilerin banka üst yönetimi tarafından şaşkınlıkla ve biraz da kızgınlıkla karşılanacağı kesindir. Belki de şubeler, bankacılık temel kurallarını bilmemekle ve hadlerini aşmakla da suçlanabilirler. Günümüz bankacılığında bu düşünceler gerçekten doğrudur. Ancak bu çalışmada amaç daha önce uygulanan ve olumsuz sonuçları beraberinde getirerek sektörün % 50’sini ortadan kaldıran bir klasik yönetim yaklaşımına alternatif düşünceleri ortaya çıkarmaktır. O halde bu çalışmada yer alan düşüncelerin değişik bir gözle irdelenmesi, öne sürülen savların ne kadar risk yarattığının doğru ve tarafsız tartılması gerekmektedir.

Bu çalışma, Active Bankacılık Finans Dergisi, ISSN 1301-9252, Temmuz-Ağustos-Eylül 2007, Sayı 53,  S.30–35, yayınlanmıştır.