Kaynak Akış Modülü
Bu günkü ve gelecekteki parasal kaynak akışının günbegün
takip edilebileceği tek sektör bankacılıktır. Yapılan işlemler resmi kayıt
altındadır, sürekli ve düzenli olarak da hem T.Bankalar Birliği’ne hem de
T.C.Merkez Bankası’na bilgiler aktarılmaktadır. Bu nedenle gereken kaynak akış
raporlarını üretebilmek zor değildir. Özellikle mevcut sisteme ek olarak, şube
müşteri kütüğünün oluşturulması ile istenilen günde olacak gerçek kaynak
akışları kolaylıkla görülebilecektir. Kaynak akış modülü, şube müşteri
kütüğündeki bilgilere göre oluşturulan ve günlük kaynak akış durumunu mevcut
duruma göre önceden gösterebilen en önemli araç olarak nitelendirilebilir.
Mevcut kaynağı banka bünyesinde tutabilmek, yeni kaynak
bulmaktan daha az maliyetlidir. Kaynağın uygun şartlarda devamının sağlanması
belirsizlikleri, istikrarsızlık yaratabilecek değişimleri ve kırılmaları da
bertaraf etmek de önem kazanır. Şubede oluşturulan kaynak akış modülü bütün
banka içinde önemli bir araç haline gelecektir. Modüle konulacak zaman uyarı
sistemleri çok önemlidir. Kullanılan müşteri kaynakları için vade bitiminden en
az bir hafta önce sistem uyarı verebilmelidir. Şubenin kullandırdığı kaynaklar
(krediler) için de bu sistem geçerli olmalıdır. Şubenin müşterisiyle bir hafta
önceden, kaynağın bitim tarihindeki akıbetini veya kredinin geri dönüşünü veya
yenilenmesini görüşmüş ve bir karar oluşturmuş olması zorunludur.
Önceye çekilmiş bu görüşmeler ile
-Müşteri nezdinde, gösterilen bu ilgi ve alaka ile bankanın
imajı olumlu etkilenecektir.
-Şube, müşterileri ile ikili ilişkilerini geliştirmiş
olacaktır.
-Bankadan çıkabilecek kaynak için vade bitiminde, önceden
kaynak temini için şube bir hafta zaman kazanmış olacaktır.
-Şube kazanılan bu süre içerisinde uygun maliyetle kaynak
bulma şansını yakalarken gereksiz kaynak bulundurma riskinden ve zararından da
kurtulacaktır.
-Bankanın hazine bölümü için de, karlılığı olumlu
etkileyecek gerçek bir kaynak akış planı kendiliğinden oluşacaktır.
-Müşterinin işleminin daha şubeye gelmeden öğrenilmesi,
görüşülerek sonuçlandırılması hem müşteri memnuniyeti yaratacak, diğer yönden
ise şubenin zaman ve para kazanmasını sağlayacaktır.
-Risk yönetimi şube boyutunda gerçekleştirilmiş olacaktır.
-Şube faaliyet planlarını ve hedeflerini mevcut yapının
üzerine daha kolay inşa edecektir.
-Belirsizlikler önemli ölçüde yok olacak, ileriye dönük simülasyonlar
ile ulaşılabilecek noktalar denenmeye başlanacaktır. Şube sınırlarının farkına
varacaktır.
-Şubenin bulunduğu bölgedeki geleceği daha net
görülebilecektir
Aktif, yaratıcı şube
yönetimine geçiş
Şube müşteri kütüğü ile onun tamamlayıcısı olan kaynak akış
modülü şubenin gücünü, faaliyetlerine hâkimiyetini katbekat arttırırken
oluşabilecek riski de minimum’a indirecektir. Bu çalışmalar ile şubelerin
ulaştığı nokta şudur :
-Şube faaliyetlerinde müşteriler ile işbirliği yapmakta,
verimliliği arttırmak için müşterilerin bir hafta önünde hareket etmektedir.
-Kaynakların akışını güvenilir biçimde kontrol edebilmekte,
maliyet randıman analizlerini istenilen anda yapabilmekte, müşteri başına
verimliliği zamanında görebilmektedir.
-Aktif pasif yönetimini doğru ve zamanında
gerçekleştirebilmektedir.
Bu ulaşılan nokta, bir bankada yönetim tarafından her zaman
istenen ve beklenen sonuçtur. Doğru ve zamanında ulaşan bilgiler onların doğru
ve hızlı karar vermelerini kolaylaştıracaktır. Üstelik kaynak akışları takip
edilebilir ve şubelerce daha bilinçli desteklenebilir bir temel yapı
oluşmuştur. Belirsizlikler ve onun yarattığı risk de kontrol edilebilir
seviyelere gelmiştir. Şubeler artık farklı bir çalışma düzenine geçmişlerdir.
Daha güvenilir ve kontrol edilebilir yapıya sahip olmaları daha etkin
davranmalarını da beraberinde getirecektir. Sahip oldukları bilgi depoları ile
müşteriler ile daha sağlıklı ticari ilişkiler tesis edebileceklerdir.
Oluşturulan bu altyapı sistemleri tüm şube anlayışını da etkileyecektir. Şube
çalışanları, bu sistemde birlikte hareket etmek ve mevcut işleri paylaşmak
zorundadırlar. Şube ve müşteri söz konusu olduğunda tüm şube değişmek ve kendilerini
geliştirmek mecburiyetindedir. Önceden müşteri ile yapılan görüşmeler ve
mutabakatlar da çalışanlara gerekli ek zamanı kazandıracaktır.
Şubelerin daha yaratıcı yönetim sistemine geçmeleri mevcut
banka yapısında üst yönetim tarafından desteklenebilir de bu çalışmalar yeterli
de görülebilir.
Gelinen seviyede ve aşamada banka üst yönetimi tarafından bu
çalışmaları tamamlayıcı ne tür başka kararlar alınabilir?
Şubeler aktif pasif yönetimi ile ulaştıkları bilgi seviyesi
ile hareket kıvraklığına erişmişlerdir. Hâkim oldukları faaliyetler ile
şubelerinin yönetimini daha yaratıcı ve aktif yönetmek konusunda ısrarcı
olmalıdırlar. Artık şubelerin bu yapısı ile banka içi rekabetin oluşması için
gereken alt yapı ve ortam oluşmuştur. Faaliyetlerine hâkim, kaynak akışını
görebilen, müşteri taleplerinin önünde hareket eden, fayda maliyet hesabını
doğru takip eden bir şubenin diğer şubeler ile banka içinde bir rekabet
ortamında eşit şartlarda yaratıcı bir yönetim anlayışıyla mücadele etmek
istemesi normal karşılanmalıdır. Doğal olarak şubelere kaynak kullanım
konusunda daha fazla serbestlik veya gelişen olaylara doğrudan müdahale yetkisi
tanınabilir. Müdahale yetkisi olumsuz durumlarda, gecikilmesinde zarar oluşması
söz konusu olan riskli durumlar için geçerli olmalıdır.
Boyut değiştiren şubenin
talepleri
Rekabetçi aktif bir şube yönetimi için,
-Şubeler kaynak temin ederken onaylanmış şube hedeflerine ve
kaynak akış modülü değerlerine uygun kaynak politikası izlemek isteyebilir.
-Şube kaynak maliyet ortalamalarına uygun olarak banka
tarafından ilan edilmiş resmi faiz oranlarından farklı oran talebinde bulunabilir
-Şubeler sahip oldukları kaynakları, yasal karşılıklar ve
genel giderler ayrıldıktan sonra doğrudan kullanma hakkını ve yetkisini
isteyebilirler. Banka içinde aynı şartlar altında her şubenin her zaman farklı
kaynak yapıları ve farklı kaynak maliyetleri oluştuğu gerçektir. Eğer şube
aktif ve yaratıcı yönetim uygulayıp, takım halinde hareket ediyorsa,
kaynaklarını daha temin ederken uygun bir maliyet yakalayacaktır. Şube
yönetiminde etkinleşmiş aktif şubelere kullanılabilir kaynakları kadar kredi
verme yetkisi vermek acaba riskin şubelerce daha iyi kavranması ve sahip
çıkılması anlamında yararlı olmaz mıydı? Bu kredilerin belirli büyüklükleri
geçmemesi, şubenin kullanıma hazır kaynaklarını aşmaması, riskin daha çok
müşteriye bölünmesi, büyük boyutlu kredilerin ise genel müdürlükte kredi
komiteleri tarafından sonuca bağlanmasını öncelikli prensip olarak kabul
edilmesi gerekir.
-Şubeler, kaynak fazlalarını veya ödemeleri için ihtiyaçları
olan kaynakları hazine tarafından oluşturulacak ve yönlendirilecek banka içi
para piyasasında satmak veya pazarlık ederek temin etmek isteyebilirler. Her
şubenin kaynak akışını bilmesi ve maliyetlerini gerçek zamanlı çıkarabilmesi
söz konusu olduğunda hazinenin kontrolü ve gözetiminde açılacak bir ekran
vasıtasıyla banka içi para piyasası hem kaynak kalitesini yükseltici, hem de
verimli banka kaynak akışını sağlarken aktif kaynak yönetimini de daha
geliştirebilir
-Şubeler serbestçe kullanabileceği kaynakları değerlendirmek
amacıyla hazineden şubeler cari faizini kabul etmek yerine bankanın mevcut
portföyünden devlet tahvili ve hazine bonosu gibi menkul değerleri talep
edebilirler
-Şubeler sınırlı hazine, kredi faaliyetleri ile donatılmış
küçük banka gibi olmak isteyebilirler
Bu şekilde konuya yaklaşmak, banka içinde bütünün parçaları
olarak daha aktif hareket etme yetkisi verilen yeniden tanımlanmış şube
bankaları yaratmak anlamını taşıyor. Banka içinde rekabeti yaratıp, riskleri
azaltacak yeni bir banka içi para politikası şubelerin yeniden
yapılandırılması, rekabetçi yapıya kavuşmalarına yardımcı olmaz mıydı? Böyle
bir oluşumun bankalarda gerçek innovasyon olarak nitelendirilmesi yanlış mı olurdu?
Bu tür önerilerin banka üst yönetimi tarafından şaşkınlıkla
ve biraz da kızgınlıkla karşılanacağı kesindir. Belki de şubeler, bankacılık
temel kurallarını bilmemekle ve hadlerini aşmakla da suçlanabilirler. Günümüz
bankacılığında bu düşünceler gerçekten doğrudur. Ancak bu çalışmada amaç daha
önce uygulanan ve olumsuz sonuçları beraberinde getirerek sektörün % 50’sini
ortadan kaldıran bir klasik yönetim yaklaşımına alternatif düşünceleri ortaya
çıkarmaktır. O halde bu çalışmada yer alan düşüncelerin değişik bir gözle
irdelenmesi, öne sürülen savların ne kadar risk yarattığının doğru ve tarafsız tartılması
gerekmektedir.