16 Aralık 2013 Pazartesi

Bankalarda kredi değerlendirmede gelecek projeksiyonlarının kullanımı - 1 Bölüm



1. Bölüm
Bankalar mevduat veya kredi olarak bünyelerine katılan kaynakları, güvenli ve düşük riskli bir şekilde, ihtiyacı olup talepte bulunan kişi veya kuruluşlara kullandırtarak faaliyetlerini sürdürecek gelirleri elde ederler.
Bankaların verilen kişisel kararların ve yönlendirmelerin dışında, genellikle kredi taleplerini değerlendirmede uyguladıkları objektif yöntemleri, yaptıkları araştırmaları, topladıkları bilgileri sorgulamaya ve cevaplar bulmaya çalışalım.

Bankalar öncelikle kredi talebinde bulunan ilgili işletmeyi tanıyıp onun potansiyelini ölçmek isterler. Bu nedenle,
1- İşletmeden geçmiş yıllarla ilgili en son denetlenmiş finansal tabloları talep edilir. Güncel şirket mizanları istenir.
2- İşletmeden ipoteğe konu olabilecek mal varlıklarını ve bunların üzerindeki mevcut ipotekler ile ilgili bilgileri görmek isterler.
3- İşletmenin verebileceği nakdi veya gayri nakdi teminatları görmek isterler.
4- İşletme ile ilgili piyasa istihbaratı yaparlar. O işletmenin kendi bankaları ve diğer bankalar ile ilişkilerini ve işlem potansiyelini araştırırlar.

Bankalar ellerine ulaşan bütün bu bilgileri kredi değerleme teknikleri, finansal analizler, nakit akım yaklaşımları veya daha birçok analiz yardımıyla değerlendirirler.
İstihbarat sonuçlarını, işletmenin onlarda tutacağı nakit bloke tutarını ve banka üzerinden geçirecekleri para hareketlerini de görür, bireysel bilgi ve tecrübelerini de ekleyerek kredi talebi konusunda bir neticeye varırlar.

Yapılan bu işlemlerden sonra bankaların objektif bir gözle dışarıdan bakıp, kendilerine şu soruları sormaları, verdikleri kredi kararlarının doğru olup olmadığını, herhangi bir risk fazlası ile karşı karşıya bulunup bulunmadıklarını görmelerinde fayda sağlayabilir.

1-Değerlendirmelerde kullanmak için, kredi talebinde bulunan işletmelerden istenen finansal bilgiler tüm gerçekleri yansıtıyor mu?
2-Denetleme yapan şirketler, yapılan işlemleri usul yönünden ve kurallara uygun olarak yapılıp yapılmadığını mı denetliyor?
3-Eğer bu işletmede kayıt dışı işlemler mevcutsa, yani yapılan bazı işlemler resmi kayıtlara ve mizana girmemişse, denetim şirketlerinin raporları işletmenin bütün faaliyet performansını gerçek boyutta yansıtabilecek mi?
4-İşletmenin kayıtları Vergi Usul Kanunları paralelinde mi oluşturulmuş?
5-Açıkçası gönderilen resmi bilgilerin, işletmenin gerçek performansını tam olarak gösterdiğinden emin miyiz?

Artık Global Dünya Ekonomisi kavramı geçerlilik kazandı. Ülkemizde ekonomik yapı dış finansal kaynaklar ile ayakta durmakta, kısa vadeli borçların toplam borçlar içindeki oranı çok yüksek seviyededir Üstelik bu borçların da % 80 gibi bir oranı özel şirketlerin borçlarıdır.
Bu riskli yapı ekonominin oldukça kırılgan, dengelerin hassas ve etkilenmelere açık hale gelmelerine sebep olmaktadır. Büyük ekonomilerde alınan kararlar, burada ki piyasa hareketlerinin yönünü net biçimde belirlemektedir.

Bu şartlar altında, bankalar bazı soruları kendilerine sormalıdır.
1-Düne ait bile olsa geçmiş bilgiler o işletme için bir yol haritası teşkil eder mi?
2-Dün iyi olan bugün kötü, başarısız ve kötü olan ise iyi ve başarılı olamaz mı?
3-Dün var olan işletme, bir gecede boşaltılıp ertesi sabah yok olamaz mı?
4- Rüşvet, mal kaçırma, bilirkişi ayarlama duyulan ve bilinen açık noktalar, banka olarak emniyet için alınan teminat ve ipoteklerin hem gerçek değerde hem de sağlam ve güvenilir olduğundan emin miyiz? 
5-Yapılan istihbaratlar sağlam ve güvenilir addedilebilir mi?
6-İşletme tarafından size sunulan projelerin fizibiliteleri güvenilir mi?
7-İşletmece yapılmış anlaşmalar beklenen standartlarda mı? 
8-İşletme tarafından kazanılmış olan ihaleler yapılabilir şartlara sahip mi?
9-Kredi talep edilen projeler karlı mı, nakit geri dönüş planı uygun mu?
10-Proje belirtildiği gibi doğru yönde mi ilerliyor?
11-Bankanızdan kredi talep eden isletmeler sizden aldığı bu kaynağı doğru ve gösterdiği alanda kullanıyor mu?  Devam eden bir projenin veya yapının biteceğinden emin misiniz?

Yaşanılan şartlar içerisinde kötü niyet ve kandırma hep olacak ama iyi niyetle düşünürsek de şu soruyu sormadan edemiyoruz.
İşletmeler gelecek için kaynak talebinde bulunurken, bankalar işletmelerin geçmişlerini kredilendirmiyor mu?
Burada bir çelişki ve eksiklik yok mu?

Bankalar, maalesef işletmelerin geçmişleri ile ilgileniyorlar. Olmuş olayları, fiili kayıtları inceleyerek, kendilerince oluşturdukları formatlar paralelinde karara varıyorlar.
Kredi değerlemede bir sürü yöntem kullanıp, o işletmenin kredibilitesini ölçüyorlar.

Kredi talebinde bulunan işletme, faaliyet gösterdiği piyasada iyi tanınmış, şimdiye kadar karlı seneler geçirmiş, çok da büyümüş olabilir.
Peki, bunlar işletmenin gelecekte de aynı trendi devam ettirebileceğini garanti eder mi?
Geçmiş her zaman geleceğe ışık mı tutar?

Burada bankalar tarafından kredi değerlemek için toplanan bilgilerin, yapılan kredi değerleme analizlerinin gereksiz veya yararsız olduğu ileri sürülmüyor.
Bireysel tecrübe ve kararların, ” tamam hallederiz abi ” söylemlerinin yanında ne kadar ağırlığa sahip olduğu bilinmeyen bu inceleme, istihbarat ve analizler ile araştırmaların da muhakkak yapılması gereklidir.

Ancak bu güne kadar göz ardı edilen diğer bir yön de artık devreye girmeli.

İşletmeler geçmiş faaliyetlerine ait, genellikle görülmesi istenen bilgileri sunuyor, ama gelecekte kullanacağı kaynağı talep ediyor.Bankaların kredi taleplerini karşılarken, karşılarındaki işletmelerle aynı zaman boyutunda olmaları gerekmiyor mu?
Artık bunun zamanı gelmedi mi?

Bu makalem, daha önce Activeline gazetesi, 01-07-2004, Sayı 52’de yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder