1. Bölüm
Bankalar mevduat veya kredi
olarak bünyelerine katılan kaynakları, güvenli ve düşük riskli bir şekilde, ihtiyacı
olup talepte bulunan kişi veya kuruluşlara kullandırtarak faaliyetlerini
sürdürecek gelirleri elde ederler.
Bankaların verilen kişisel
kararların ve yönlendirmelerin dışında, genellikle kredi taleplerini
değerlendirmede uyguladıkları objektif yöntemleri, yaptıkları araştırmaları,
topladıkları bilgileri sorgulamaya ve cevaplar bulmaya çalışalım.
Bankalar öncelikle kredi
talebinde bulunan ilgili işletmeyi tanıyıp onun potansiyelini ölçmek isterler.
Bu nedenle,
1- İşletmeden geçmiş yıllarla
ilgili en son denetlenmiş finansal tabloları talep edilir. Güncel şirket mizanları
istenir.
2- İşletmeden ipoteğe konu
olabilecek mal varlıklarını ve bunların üzerindeki mevcut ipotekler ile ilgili
bilgileri görmek isterler.
3- İşletmenin verebileceği
nakdi veya gayri nakdi teminatları görmek isterler.
4- İşletme ile ilgili piyasa
istihbaratı yaparlar. O işletmenin kendi bankaları ve diğer bankalar ile
ilişkilerini ve işlem potansiyelini araştırırlar.
Bankalar ellerine ulaşan bütün
bu bilgileri kredi değerleme teknikleri, finansal analizler, nakit akım
yaklaşımları veya daha birçok analiz yardımıyla değerlendirirler.
İstihbarat sonuçlarını, işletmenin
onlarda tutacağı nakit bloke tutarını ve banka üzerinden geçirecekleri para
hareketlerini de görür, bireysel bilgi ve tecrübelerini de ekleyerek kredi
talebi konusunda bir neticeye varırlar.
Yapılan bu işlemlerden sonra
bankaların objektif bir gözle dışarıdan bakıp, kendilerine şu soruları
sormaları, verdikleri kredi kararlarının doğru olup olmadığını, herhangi bir
risk fazlası ile karşı karşıya bulunup bulunmadıklarını görmelerinde fayda
sağlayabilir.
1-Değerlendirmelerde
kullanmak için, kredi talebinde bulunan işletmelerden istenen finansal bilgiler
tüm gerçekleri yansıtıyor mu?
2-Denetleme yapan şirketler,
yapılan işlemleri usul yönünden ve kurallara uygun olarak yapılıp yapılmadığını
mı denetliyor?
3-Eğer bu işletmede kayıt
dışı işlemler mevcutsa, yani yapılan bazı işlemler resmi kayıtlara ve mizana
girmemişse, denetim şirketlerinin raporları işletmenin bütün faaliyet
performansını gerçek boyutta yansıtabilecek mi?
4-İşletmenin kayıtları Vergi
Usul Kanunları paralelinde mi oluşturulmuş?
5-Açıkçası gönderilen resmi bilgilerin,
işletmenin gerçek performansını tam olarak gösterdiğinden emin miyiz?
Artık Global Dünya Ekonomisi
kavramı geçerlilik kazandı. Ülkemizde ekonomik yapı dış finansal kaynaklar ile
ayakta durmakta, kısa vadeli borçların toplam borçlar içindeki oranı çok yüksek
seviyededir Üstelik bu borçların da % 80 gibi bir oranı özel şirketlerin
borçlarıdır.
Bu riskli yapı ekonominin oldukça
kırılgan, dengelerin hassas ve etkilenmelere açık hale gelmelerine sebep olmaktadır.
Büyük ekonomilerde alınan kararlar, burada ki piyasa hareketlerinin yönünü net
biçimde belirlemektedir.
Bu şartlar altında, bankalar
bazı soruları kendilerine sormalıdır.
1-Düne ait bile olsa geçmiş
bilgiler o işletme için bir yol haritası teşkil eder mi?
2-Dün iyi olan bugün kötü,
başarısız ve kötü olan ise iyi ve başarılı olamaz mı?
3-Dün var olan işletme, bir gecede
boşaltılıp ertesi sabah yok olamaz mı?
4- Rüşvet, mal kaçırma,
bilirkişi ayarlama duyulan ve bilinen açık noktalar, banka olarak emniyet için
alınan teminat ve ipoteklerin hem gerçek değerde hem de sağlam ve güvenilir
olduğundan emin miyiz?
5-Yapılan istihbaratlar
sağlam ve güvenilir addedilebilir mi?
6-İşletme tarafından size
sunulan projelerin fizibiliteleri güvenilir mi?
7-İşletmece yapılmış
anlaşmalar beklenen standartlarda mı?
8-İşletme tarafından kazanılmış
olan ihaleler yapılabilir şartlara sahip mi?
9-Kredi talep edilen projeler
karlı mı, nakit geri dönüş planı uygun mu?
10-Proje belirtildiği gibi
doğru yönde mi ilerliyor?
11-Bankanızdan kredi talep
eden isletmeler sizden aldığı bu kaynağı doğru ve gösterdiği alanda kullanıyor
mu? Devam eden bir projenin veya yapının
biteceğinden emin misiniz?
Yaşanılan şartlar içerisinde
kötü niyet ve kandırma hep olacak ama iyi niyetle düşünürsek de şu soruyu
sormadan edemiyoruz.
İşletmeler gelecek için
kaynak talebinde bulunurken, bankalar işletmelerin geçmişlerini
kredilendirmiyor mu?
Burada bir çelişki ve
eksiklik yok mu?
Bankalar, maalesef işletmelerin
geçmişleri ile ilgileniyorlar. Olmuş olayları, fiili kayıtları inceleyerek,
kendilerince oluşturdukları formatlar paralelinde karara varıyorlar.
Kredi değerlemede bir sürü
yöntem kullanıp, o işletmenin kredibilitesini ölçüyorlar.
Kredi talebinde bulunan işletme,
faaliyet gösterdiği piyasada iyi tanınmış, şimdiye kadar karlı seneler
geçirmiş, çok da büyümüş olabilir.
Peki, bunlar işletmenin gelecekte
de aynı trendi devam ettirebileceğini garanti eder mi?
Geçmiş her zaman geleceğe
ışık mı tutar?
Burada bankalar tarafından kredi
değerlemek için toplanan bilgilerin, yapılan kredi değerleme analizlerinin
gereksiz veya yararsız olduğu ileri sürülmüyor.
Bireysel tecrübe ve
kararların, ” tamam hallederiz abi ” söylemlerinin yanında ne kadar ağırlığa
sahip olduğu bilinmeyen bu inceleme, istihbarat ve analizler ile araştırmaların
da muhakkak yapılması gereklidir.
Ancak bu güne kadar göz ardı
edilen diğer bir yön de artık devreye girmeli.
İşletmeler geçmiş
faaliyetlerine ait, genellikle görülmesi istenen bilgileri sunuyor, ama
gelecekte kullanacağı kaynağı talep ediyor.Bankaların kredi taleplerini
karşılarken, karşılarındaki işletmelerle aynı zaman boyutunda olmaları
gerekmiyor mu?
Artık bunun zamanı gelmedi mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder