1. Bölüm
Bulunulan zamanın bir an sonrasına bakılırsa gelecek kavramı
kolayca anlaşılır. Gelecek yıllar, aylar, günler sonrası değildir. Saniyeler,
dakikalar sonrası da geleceği ifade eder. Doğal olarak zamanın işlemeye
başlamasıyla birlikte yapılmaya başlanan her şey gelecek yönetimidir. İster
bireyin doğumu, ister işletmenin kuruluşu olsun her şey hareket ile başlar. O
andan itibaren ileriye işleyen zamanda hareket alınan kararlarla ve dışarıdan
gelebilecek etkilerle yön alır. O an yaşanır ve kararlar alınarak harekete
geçilir, tüm çevreye bakılmaya gayret edilir, sadece arkaya bakılarak geleceğe
devam edilemez.
Hareket yönünün işletme veya
birey için avantaj yaratabilmesi için daha hızlı, kararlı ve doğru hareket
etmek önem kazanır. Bunun sağlanması için
- Sahip olunan
tüm değerler üzerinde hâkimiyetin sağlanmış olması,
- Çevresel
şartların doğru gözlemlenip, ön yargısız ve tarafsız olunması önemlidir.
İşletme faaliyetlerinde her yeni zamanda bir önceki zamana
göre gelecek yaşanır ve faaliyetler yönetilir. Her yeni zamana işletme ve
yönetim tecrübelerini, faaliyet tarzları ile kabul görmüş prensiplerin de
içinde yer aldığı birikimler ile girer. Gelecek
yönetimi olarak niteleyeceğimiz kavram işte her yeni anda bir an önceden
aktarılan değerlerin en uygun şartlarda, rekabetçi pozisyon kaybedilmeden
geliştirilmesi, eğer geliştirilme şansı yoksa en azından korunması yolunda
yapılan faaliyetlerin tümünü teşkil etmektedir.
Her bir an yeni bir gelecektir,
işletmede her an benzer davranışlar sürdürülemez. Rekabet geliştikçe işletmede
yaratıcı düşüncenin buna paralel gelişmesi şarttır. Aynı faaliyetleri her geçen
an daha iyi yapmak günümüz şartlarında işletmelere yeterince üstün bir pozisyon
sağlamamaktadır. Her işletme bulunduğu pazar içerisinde diğer rakiplerini de
düşünerek faaliyette bulunur. Amaç çok açıktır rekabette yaşayabilen, karlı bir
işletme olmak ve karlılıkta artan bir sürekliliği yakalamaktır. Bu amacı
gerçekleştirmek gittikçe zorlaşmaktadır. Çünkü
- Rekabet mücadelesinde mevcut oyuncu sayısı artışı sürmektedir.
- Tüm sektörlerde ihtiyaçlar paralelinde yeni ürünler, yeni
markalar artmaktadır.
- Ürünlerdeki çok yönlü
fonksiyonel kullanım kolaylığı sağlayan ileri teknoloji gözleri kamaştırmaktadır.
- Gün geçtikçe kaynaklarını daha
optimal kullanmak zorunluluğu ile bilinçlenen ve seçici davranan fiyat / kalite
dengesini ile ihtiyaçlarını gözeten bir tüketici kitlesi oluşmaktadır.
- Dünya üzerinde maliyetlerin en uygun olduğu alanlarda
üretim kolaylıkla yaptırılabilmektedir.
İşletmeler ister istemez var olan
mevcut durumu işletme için en uygun pozisyona çevirmek, değişen pazar ve çevre
şartlarına uyum sağlamak, rekabette daha avantajlı bir pozisyona erişmek
amacıyla gereksinimlerin belirlenmesi çalışmaları üzerinde yoğunlaşmaktadırlar.
Geleceklerini yönetme gündeme gelince işletmeler kendilerini, ürünlerini,
hizmetlerini, işlemlerini, organizasyonlarını yenileştirmek, farklılaştırmak
zorunda olduklarının artık farkındadırlar. Gereksinimler doğal olarak
innovasyonu da gündeme getirmiştir. İnnovasyon bu çalışmalar paralelinde
gelecek yönetimi ile içiçe ortaya çıkmıştır. İnnovasyon işletme içerisinde
mevcut ve değer yaratabilen tüm faaliyetlerin yeni bir bakışla fark
yaratılarak, verimlilik ve karlılık arttırılarak kesintisiz sürdürülmesi,
olgunlaşan şartlara ve fikirlere bağlı olarak ürün ve hizmet bazında yenilik
yapılıp işletme bünyesine dâhil edilmesi çabaları olarak da ifade edilebilir. İnnovasyon
gelecek yönetiminin ayrılmaz bir tamamlayıcısıdır.
İnnovasyon genel olarak yeni ürün, hizmet ve farklı işlemler
başlıklarıyla açıklanmaya çalışılsa da sadece bunlardan ibaret değildir. Temel
amaç işletmenin pazar değerini arttırmak olarak kabul edilirse, işletmeler
mevcut faaliyetlerinin kesintisiz ve karlı sürdürülmesini sağlayarak,
kapasitelerini daha verimli kullanmayı öğrenerek de rakiplerine oranla daha
avantajlı bir pozisyona ulaşabilirler. Yenilik ve farklılık yaratmak doğal
olarak çok önemlidir, ancak sadece değer arttırmak amacıyla bunların üzerinde
yoğunlaşmak da gerekmemektedir.
Her İşletmede gelecek yönetiminde
rekabette üstünlük sağlamak için farklılık, yenilik gibi kavramlardan
faydalanmak durup dururken, kendiliğinden ve kolaylıkla ortaya çıkmamaktadır.
Öncelikle
içinde bulunulan, hizmet ve ürün verilen pazarın doğru anlaşılması gereklidir.
Pazarın yapısı, gereksinimler ile tüketici eğilimleri düzenli tarafsız
incelenmeli, oluşan değerler doğru teşhis edilmelidir. Saha çalışmaları temel
alınarak ortaya çıkarılan değerler önemsenmelidir.
İkinci olarak işletme içi
faaliyetlere, ürün ve hizmetlerin üretimi, satışları ile servis hizmetlerine
mutlaka hâkim olunmalıdır.
Üçüncü
olarak işletmede mevcut bulunan her bölümün kendi mevcut tüm işlemler ile sahip
oldukları değerler üzerinde gözü kapalı girdi-çıktı hâkimiyeti olmalıdır.
Dördüncü olarak işletme
içinde tamamlayıcılığın ve takım ruhunun var olması önemlidir. Mevcut yapı
üzerinde bölümlerin fonksiyonel yeri ve işlevsel tamamlayıcılığının açıkça
gözükmesi gereklidir. Her bir bölümün faaliyetleri ile işletmeye katkıları,
kaynak tüketim miktarları ile kaynak yaratma kapasiteleri tüm diğer bölümlerce
de doğru anlaşılmalıdır.
Son olarak en önemli konu hala
zamanında ulaşılmayan faaliyet sonuçlarıdır. Faaliyetler sonucunda oluşan
matematiksel göstergeler ne kadar hızlı ve doğru ortaya çıkarılabilirse
sağlayacağı yarar da o kadar fazla olacaktır. Gelinen noktaların zamanında
karşılaştırmalar ile görülebilmesi karar mekanizmalarını olumlu etkileyecektir.Bu çalışma, Active Bankacılık Finans Dergisi, ISSN 1301-9252, Ocak-Şubat-Mart 2007, Sayı 51, S. 20–26, yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder