28 Aralık 2013 Cumartesi

Yaşam simülasyonları ile gelecek yönetimi - 1 Bölüm



1. Bölüm
Bulunulan zamanın bir an sonrasına bakılırsa gelecek kavramı kolayca anlaşılır. Gelecek yıllar, aylar, günler sonrası değildir. Saniyeler, dakikalar sonrası da geleceği ifade eder. Doğal olarak zamanın işlemeye başlamasıyla birlikte yapılmaya başlanan her şey gelecek yönetimidir. İster bireyin doğumu, ister işletmenin kuruluşu olsun her şey hareket ile başlar. O andan itibaren ileriye işleyen zamanda hareket alınan kararlarla ve dışarıdan gelebilecek etkilerle yön alır. O an yaşanır ve kararlar alınarak harekete geçilir, tüm çevreye bakılmaya gayret edilir, sadece arkaya bakılarak geleceğe devam edilemez.

Hareket yönünün işletme veya birey için avantaj yaratabilmesi için daha hızlı, kararlı ve doğru hareket etmek önem kazanır. Bunun sağlanması için
- Sahip olunan tüm değerler üzerinde hâkimiyetin sağlanmış olması,
- Çevresel şartların doğru gözlemlenip, ön yargısız ve tarafsız olunması önemlidir.

İşletme faaliyetlerinde her yeni zamanda bir önceki zamana göre gelecek yaşanır ve faaliyetler yönetilir. Her yeni zamana işletme ve yönetim tecrübelerini, faaliyet tarzları ile kabul görmüş prensiplerin de içinde yer aldığı birikimler ile girer. Gelecek yönetimi olarak niteleyeceğimiz kavram işte her yeni anda bir an önceden aktarılan değerlerin en uygun şartlarda, rekabetçi pozisyon kaybedilmeden geliştirilmesi, eğer geliştirilme şansı yoksa en azından korunması yolunda yapılan faaliyetlerin tümünü teşkil etmektedir.

Her bir an yeni bir gelecektir, işletmede her an benzer davranışlar sürdürülemez. Rekabet geliştikçe işletmede yaratıcı düşüncenin buna paralel gelişmesi şarttır. Aynı faaliyetleri her geçen an daha iyi yapmak günümüz şartlarında işletmelere yeterince üstün bir pozisyon sağlamamaktadır. Her işletme bulunduğu pazar içerisinde diğer rakiplerini de düşünerek faaliyette bulunur. Amaç çok açıktır rekabette yaşayabilen, karlı bir işletme olmak ve karlılıkta artan bir sürekliliği yakalamaktır. Bu amacı gerçekleştirmek gittikçe zorlaşmaktadır. Çünkü
- Rekabet mücadelesinde mevcut oyuncu sayısı artışı sürmektedir.
- Tüm sektörlerde ihtiyaçlar paralelinde yeni ürünler, yeni markalar artmaktadır.
- Ürünlerdeki çok yönlü fonksiyonel kullanım kolaylığı sağlayan ileri teknoloji gözleri kamaştırmaktadır.
- Gün geçtikçe kaynaklarını daha optimal kullanmak zorunluluğu ile bilinçlenen ve seçici davranan fiyat / kalite dengesini ile ihtiyaçlarını gözeten bir tüketici kitlesi oluşmaktadır.
- Dünya üzerinde maliyetlerin en uygun olduğu alanlarda üretim kolaylıkla yaptırılabilmektedir.

İşletmeler ister istemez var olan mevcut durumu işletme için en uygun pozisyona çevirmek, değişen pazar ve çevre şartlarına uyum sağlamak, rekabette daha avantajlı bir pozisyona erişmek amacıyla gereksinimlerin belirlenmesi çalışmaları üzerinde yoğunlaşmaktadırlar. Geleceklerini yönetme gündeme gelince işletmeler kendilerini, ürünlerini, hizmetlerini, işlemlerini, organizasyonlarını yenileştirmek, farklılaştırmak zorunda olduklarının artık farkındadırlar. Gereksinimler doğal olarak innovasyonu da gündeme getirmiştir. İnnovasyon bu çalışmalar paralelinde gelecek yönetimi ile içiçe ortaya çıkmıştır. İnnovasyon işletme içerisinde mevcut ve değer yaratabilen tüm faaliyetlerin yeni bir bakışla fark yaratılarak, verimlilik ve karlılık arttırılarak kesintisiz sürdürülmesi, olgunlaşan şartlara ve fikirlere bağlı olarak ürün ve hizmet bazında yenilik yapılıp işletme bünyesine dâhil edilmesi çabaları olarak da ifade edilebilir. İnnovasyon gelecek yönetiminin ayrılmaz bir tamamlayıcısıdır.

İnnovasyon genel olarak yeni ürün, hizmet ve farklı işlemler başlıklarıyla açıklanmaya çalışılsa da sadece bunlardan ibaret değildir. Temel amaç işletmenin pazar değerini arttırmak olarak kabul edilirse, işletmeler mevcut faaliyetlerinin kesintisiz ve karlı sürdürülmesini sağlayarak, kapasitelerini daha verimli kullanmayı öğrenerek de rakiplerine oranla daha avantajlı bir pozisyona ulaşabilirler. Yenilik ve farklılık yaratmak doğal olarak çok önemlidir, ancak sadece değer arttırmak amacıyla bunların üzerinde yoğunlaşmak da gerekmemektedir.

Her İşletmede gelecek yönetiminde rekabette üstünlük sağlamak için farklılık, yenilik gibi kavramlardan faydalanmak durup dururken, kendiliğinden ve kolaylıkla ortaya çıkmamaktadır.
Öncelikle içinde bulunulan, hizmet ve ürün verilen pazarın doğru anlaşılması gereklidir. Pazarın yapısı, gereksinimler ile tüketici eğilimleri düzenli tarafsız incelenmeli, oluşan değerler doğru teşhis edilmelidir. Saha çalışmaları temel alınarak ortaya çıkarılan değerler önemsenmelidir.
İkinci olarak işletme içi faaliyetlere, ürün ve hizmetlerin üretimi, satışları ile servis hizmetlerine mutlaka hâkim olunmalıdır.
Üçüncü olarak işletmede mevcut bulunan her bölümün kendi mevcut tüm işlemler ile sahip oldukları değerler üzerinde gözü kapalı girdi-çıktı hâkimiyeti olmalıdır.
Dördüncü olarak işletme içinde tamamlayıcılığın ve takım ruhunun var olması önemlidir. Mevcut yapı üzerinde bölümlerin fonksiyonel yeri ve işlevsel tamamlayıcılığının açıkça gözükmesi gereklidir. Her bir bölümün faaliyetleri ile işletmeye katkıları, kaynak tüketim miktarları ile kaynak yaratma kapasiteleri tüm diğer bölümlerce de doğru anlaşılmalıdır.
Son olarak en önemli konu hala zamanında ulaşılmayan faaliyet sonuçlarıdır. Faaliyetler sonucunda oluşan matematiksel göstergeler ne kadar hızlı ve doğru ortaya çıkarılabilirse sağlayacağı yarar da o kadar fazla olacaktır. Gelinen noktaların zamanında karşılaştırmalar ile görülebilmesi karar mekanizmalarını olumlu etkileyecektir.


Bu çalışma, Active Bankacılık Finans Dergisi, ISSN 1301-9252, Ocak-Şubat-Mart 2007, Sayı 51,  S. 20–26,   yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder