31 Aralık 2013 Salı

Yaşam simülasyonları ile gelecek yönetimi - 4 Bölüm



4. Bölüm
Türk işletmelerinde gelecek yönetimi ve algılamalar
Türk işletmeleri, hem bütün pazar içinde hem de aynı iş kolundaki hızla artan rakipleri arasında öne çıkmak istiyorlarsa farklı olmak, geleceklerini doğru yönetmek, ürettikleri ürün ve hizmette farklılık ve yenilik yaratmak zorundadırlar. Bireysel düzeyde, kişilerin bir parçası olan gelecek planlaması ve yönetimi, innovasyon, çalışma hayatı söz konusu olduğunda acaba işletmelerimizde çalışan bireylerce, yöneticilerce nasıl algılanıp uygulanıyor? İşletmelerimizde bu sorunun cevabı nelerdir? Birkaç adımda cevapları aramaya çalışalım,

A- Çalışanların ve yöneticilerin gelecek yönetimine yaklaşımı
Gelecek yönetimi aslında tüm yöneticilerin her an içerisinde yer aldıkları bir süreç. Yaşanılan bu sürecin çok fazla rutinleri içerisinde barındırması yöneticilerin gelecek konusunu farklı yorumlayıp algılamalarına yol açıyor. “Yarın ne olabileceğini tam olarak bilemiyorum ama tahminde bulunabilirim”, hep karşılaşılan bir davranış tarzıdır. Bu nedenle yarından ve gelecekten bahsedildiğinde yönetici belirlemesi ve gerçekleştirmesi gereken hedeflerden söz etmek yerine kurtarıcı olarak tahmin kelimesine sarılıyor. Gelecek ile ilgili yöneticilerin ısrarla üzerinde durdukları konu da geçmiş bilgilerinden yola çıkarak bir trend oluşturmak. Bu trende paralel olarak da gelecekle ilgili tahminler yapmaktır. Bu nedenle yöneticiler tahmin tekniklerini önemsemektedirler. Özellikle de döviz fiyatlarıyla ilgili tahminler oldukça ciddiye alınmaktadır. Global yapılan çalışmalar az işlem gerektirmesi ve kolaylığı ile rağbet görmektedir. Ancak, havada kalan ve muhasebe sistemi sonuçlarıyla birebir karşılaştırılamayan global çalışmaların yapılması özellikle planlama bölümünün ciddiyetini ve yapılan çalışmaların güvenilirliğini tartışılır hale getirmektedir.

Bu durumun ortaya çıkmasına neden olan bazı unsurlar ise,
Yönetici çalıştığı işte bir profesyoneldir. Yönetici emeği karşılığı ücretle çalışan biridir. Uygun olduğunu düşündüğü ve gördüğü her şeyi kendi başına yapma serbestliğine ve gereken herşeyi isteğine göre şekillendirebilme hakkına tam olarak sahip değildir. Yönetici yapılması gerekenleri yani görevini minimum riskle yerine getirmeye çalışır. Yüksek işsizlik oranı ile işlerinin yarınlarından bile emin olmamaları onların temkinli davranmalarına neden olmaktadır.

Yöneticilerin faaliyet sonuçlarında hâkimiyeti sınırlıdır. Kendi kişisel hayatında olduğu gibi her girdiyi çıktıyı, zamanında her ayrıntıyı bilemez. Faaliyetlerinin sonuçlarını muhasebe sisteminde doğrudan takip edebilecek ne zamana ne de eğitime sahiptir. Faaliyetlerinin sonuçlarını gönderilen raporlardan, zamanın gerisinden izler. İş hayatında oluşan rakamları zamanında görememek de yöneticinin doğru sonuçlara göre karar vermesini geciktirir, hakimiyetini azaltır.

Yönetici kendi iş alanından sorumludur. Yetki ve sorumluluk alanları ve sınırları yönetmelikler veya yazılı olmayan kurallar ile belirlenmiştir. Kendi alanları dışında işletme içinde veya dışında ne ile karşılaşacağını kestiremezler. Bütünü ve bütün içindeki katkı payını tam olarak görememek onların karar vermesini zorlaştırır ve geri adım atmasına yol açabilir.

İşletmedeki kurumsallaşma seviyesi önemlidir. Gizlenen faaliyetler ve işlemler, karar yetkisini sıkı sıkı elinde tutan iş sahipleri, işletmelerimizde sıkça görülen bir durumdur. Gelecekle ilgili son kararı patronun vereceği düşünülerek gelecek yönetimi konusunda yapılacak çalışmaların ister istemez boşa harcanan zaman olarak görülmesine ve yeterli ilgi ve ciddiyetle yaklaşılmamasına yol açabilir.

İşletmede tepeden inme zorlama çalışmalar kabul görmemektedir. İşletmenin gereksinimleri söz konusu değilse, tüm birimlerin ve yöneticilerin çabası ve katılımı ile ortaya çıkarılmamış ise ister istemez bu tür çalışmalar kabul görmemekte tepki çekip itilebilmektedir. İş sahiplerinin veya tepe yöneticilerin innovasyon ve gelecek yönetimi konusunda yerleştirmeye çalışacakları sistemler, fikirler paylaşılmadığı ve benimsenmediği sürece ileriye gidememektedir. Ayrıca tepeden belirlenen hedeflerde genellikle hoş karşılanmamakta motivasyonu da olumsuz etkilemektedir.

Gelecek ile ilgili yapılacak çalışmaların performans değerlemede kullanılması da önemlidir. Gelecekle ilgili yapılan her çalışmanın performans değerlendirilmesinde kullanılması yöneticilerin bu durumu işletme aleyhine kullanmasına da neden olmaktadır. Çalışma kapasitelerini genellikle düşük göstererek belirli bir kapasite standardı oluşturmaları karşılaşılan bir durumdur.

B-İşletme sahiplerinin gelecek yönetimine yaklaşımları
Bu kısımda önce yaşanılan ve hala devam eden ekonomik şartları incelemek gereklidir. Bu şekilde konu daha açık olarak görülecektir.
Sermaye hareketleri ile ortaya çıkan krizler sonrasında İMF desteği ile ihtiyacı olan kısa vadeli finansman gereksinimini karşılayan devlet, yaptığı stand-bye anlaşmalarına paralel olarak sosyal devlet niteliğini de azaltmak zorunda kaldı. Arttırılan ve genişletilen tüketici vergileri ile bütçesi artı değerler veren bir devlet ortaya çıktı. Anlaşmalar paralelinde özelleştirmeler her alanda uygulamaya alındı. Yatırımların artışı ve sermayenin geri hareketi ile piyasada artan paranın neticesinde kredi faizleri geçmiş yıllara göre hayal edilemeyecek seviyelere düştü. Satın alma gücünün düşmesiyle tüketimde azaldı. Arttırılan emlak ve belediye vergileri ile oluşan büyük kaynakla yerel yönetimlerin çeşitli yatırımları başlatıldı.
Tüm bu gelişmelerin sonucunda kapanan birçok işletmeye rağmen birçok yeni işletme kuruldu ve hızla büyüdüler. Krizler sonrası ortaya çıkan ve devam eden işsizlik ve hızla artan nüfus nedeniyle işletme sahipleri,
- Nitelikli işgücünü daha az maliyetle istihdam etmeye başlandılar
- Ucuz işgücünün desteklediği Çin ekonomisi dünya pazarlarına çok uygun fiyatlarla mal üretir ve satar hale geldi. İşletmelerimiz bu pazarı tüm dünya ile birlikte keşfetti.
- Özelleştirmeler ve yatırımlar için yabancı ortaklarla ortaklıklar kurdular, devlet ve yerel yönetimlerle daha fazla iş yapmaya başladılar.
- Uygun pazarlarda işletmeler satın almaya veya ortaklıklar kurmaya başladılar
- Birçok işletme sahipleri siyasilere ve devlete daha yakın durarak krizleri ihaleler yardımıyla kolaylıkla atlattılar, beklenenin tersine büyüdüler.
- Krizden etkilenerek kapanan işletmeleri daha uygun şartlar ile satın aldılar

Gelinen noktada gelecek yönetimini bu şekilde ihaleler yardımıyla büyüyen işletmelerin fazla ciddiye alma olasılıkları yoktur. Bu sayılan yolların dışında rekabeti ciddiye alan diğer işletmelerin sahipleri gelişmeleri takip ederek gelecek yönetimi konusunda adımlar attılar. Farklı periyotları kapsayan planlar onların gelecek yönetiminde attıkları en önemli adımlar oldular.

Bazı işletmelerde kısa vadeli geleceği planlamak için bütçe, bütçe raporlama, bütçe konsolidasyon, bütçe finansman, uzun vadeli geleceği planlamak için de stratejik planlama, farklılaşma ve yenilik yaratmak için iş geliştirme, Ar-Ge gibi öncü bölümler oluşturulmuştur. Bu bölümler gelecek ile ilgili çalışmaları düzenler, organize eder ve birleştirir, bölümlerin oluşturduğu çalışmaları konsolide ederek bütünleştirir. Fikir üretmek bu birimlerin esas görevleri gibi düşünülmüştür.

Maliyet oluşturmaması için veya eski klasik anlayışa bağlı kalarak gelecek yönetimi ile ilgili birim oluşturulmamış işletmelerde ise mali işler ve finansman bölümlerinin görev tanımları arasına bütçe hazırlanması da konulmuştur. Tüm bilgiler bu bölümlerde olduğu mantığı ile hareket edilerek bu bölümlerin gelecek ile ilgili çalışmaları yapmaları da doğal kabul edilmektedir. Tüm gider çalışmalarının mali işler bölümü tarafından projelendirilmesi beklenmektedir. Kısa vadeli faaliyet planları diğer birim yöneticilerinin doğrudan sorumluluk alanı içine girmemektedir. Uzun vadeli gelecek yönetiminde ise üst kademe yöneticiler doğrudan görevlendirilmektedir. Vizyon, misyon, stratejik plan çalışmaları üst kademede kabul görmektedir.

Bunların dışında innovasyon konusunda ciddi eğitimler alınmaya başlandı. Özellikle verimliliği, takım ruhunu oluşturmaya yönelik eğitimler ağırlık kazandı.

Sonuç
Gelecek yönetimi işletmelerce günlük faaliyetlerin zararsızca atlatılabilmesi olarak görülebilir. Ancak unutulmaması gereken bazı gelişmeler var,
- Ekonomi ve siyasetin öncülük ettiği dünya pazarlarındaki hızlı gelişmeler artık işletmelerin içinde yaşadığı mevcut şartları hızlı etkiliyor.
- Artan dünya nüfusu ile paralel olarak artmayan kaynakların paylaşımı konusundaki kavga kızıştıkça rekabet artıyor.
- Araştırma ve geliştirmeye gelişmiş ülkelerce aktarılan kaynaklar onların yenilik, farklılık, keşif ve icatlar konusunda düzenli olarak bir kaç adım önde olmalarını sağlıyor.

Gelecek yönetimi konusunda yaşayıp sonuçlara katlanmak artık pahalı bir yöntem. Rekabete dayanabilmek benzer güçlere sahip olmakla sağlanabilir. Bu güçleri oluşturmak için,
- İşletmenin faaliyetleriyle yeni kaynak yaratabilmesi,
- Çalışanların işletme faaliyetlerine hâkim olmaları, her adımın getir ve götürüsünü bilmeleri
- İşletmenin bütün olarak hareket etmeyi öğrenmesi,
- Her bölümün işletme içindeki temel görevinin bilincinde olması
- İşletme içi tamamlayıcılığın ve bilgi paylaşımının var olması
- Gelecekle ilgili gelişmeler düşünülerek simülasyon çalışmalarının düzenli yapılması gereklidir.

Yaşam simülasyon sistemi işletmelere bu gücü oluşturmaları için destekleyici bir sistemdir. Bu sistem ile işletme gelecek yönetimini daha kolay gerçekleştirecektir. Faaliyetlerde sağlayacağı hâkimiyet ile en başından farklılaşma, faaliyetlere yeni gözle bakma ve takım ruhu ortaya çıkacaktır.

Bu çalışma, Active Bankacılık Finans Dergisi, ISSN 1301-9252, Ocak-Şubat-Mart 2007, Sayı 51,  S. 20–26,   yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder